7 Mart 2016 Pazartesi

Alışveriş Fobisi


Amanınnn bayağı ara vermişim. Bir daha olmayacak söz. Ama yani ben de bir pandayım. Benim de sıkıntılarım, dertlerim olabilir değil mi? Hafif bir bunalıma girip çorba kaşığıyla çikilitaları götürmüş olabilirim. Hırsımı alamayıp deli gibi ev temizlemiş, 1 günde 2 kere yerleri silmiş olabilirim. Hassas günleri takiben reklamları izlerken bile zır zır zırlamış, sevdiceğime hayatı dar etmiş olabilirim. Kadınım ben 2070287482742083472 tane hormonum var benim. Sabahtan akşama 27402874 tane ruh haline girebilirim ne yani? Hep haklıyım ok? Konu zaten tartışmaya açık değil. Bak yine sinirlendim. İşte bir de kendi kendimi doldurma durumum var ki en güzeli. Hele hele bir gazla çalışırım ki sormayın. Manyak panda vınnn vınnn vınnnn...

Bugün ben size alışveriş çilemden bahsetmek istiyorum. Belli bir bedenin üzerinde olan tombik bayanlar için alışveriş biraz sıkıntılı geçer. Mesela bir keresinde yine her zaman gittiğim bir alışveriş merkezi var oraya gitmişim. Yeni yerlere açık değilim, hep aynı yere gidip, dolanıp dururum, sorunluyum ben. 

Artık ezberlediğim sıradaki mağazalara bakıyorum. En büyük bedeni 42 olan bir mağaza var oraya girdim. Hymm o ne özgüven o panda hanım.. 
İçerideki ablalar hep sıfır beden. Bir de aralarında ay kilo aldım diye konuşuyorlar ben içimden sabır çekiyorum. Sıfır bedensin kız ne kilosu? Seninle dana kaburga sonrası dişimi karıştırırım ben. Neyse tabiiki üstüme göre hiçbir şey bulamadım. Zaten inadına getirmiyorlar bence büyük beden. Böyle durumlarda şişmanın el kitabı devreye girer. (Bu benim kitabım fikir denizanası benim)
Madde1: "Şu bluzun 2xl i var mı?" diye sorduğumda " Yok biz de bedenler xl a kadar onlar da dar kalıpppppp" diyen o 35 kg luk uyuz kızlar var ya hani? Hah işte onların o çam sakızı çoban ağdası ağızlarına denk gelmemek için sen sen ol minnak beden dükkanlarına girme. Benim gibi manyaksan ve merak ediyorsan parmak kadar kilotları gir bak ama kimseye soru sorma. 

Madde2: Hadi dayanamadın girdin yine, ensende nefesini hissettiğin arkanda dolaşan kızlara aldırış etmeden madem her şey küçük beden sen de çanta bak, takı bak, saç tokası bak, ne bileyim kemer bak (koluna güzel bileklik oluyor o kemerler) Ama asla şunun büyük bedeni var mı diye sorma ok? Senin iyiliğin için çok üzüyorlar anam seni çok ah ah..

Madde3: Arkadaşına hediye bakıyormuş gibi yap. Gir, tek tek mıncır kıyafetleri, yok bunu beğenmez, büyük mü ne bu ona de çık. Yapmışlığım vardır. İyi geliyor. Kesin 3 aya ben buna sığarım deyip aldığım minik şeyler de oldu zayıf kadın mağazalarından. Onlardan biri şu an sevdiceğimin hediye aldığı oyuncak ayımın üstünde. Göz var nizam var neyse diyeceğim de benim göz de bozuk..

Madde4: Büyük beden mağazalarına git. Hele bir kaç tanesi harika. Minnak hatunlar için ne yapıyorlarsa aynı modernlikte benim gibi morbid obezler içinde var. Ama konya ovası büyüklüğündeki göbeğime pembe renk olmuyor. Kocaman bir şekerleme gibi görünüyorum aynaya bakınca. O tür renklerden uzak dur. Kilonu örtebilecek hile renklere bak. Aşırı da bol şeyler alma çuvala girmiş panda gibi oluyor bu sefer. Ha orada da mı bir şey bulamadın? O zaman git erkek reyonuna takıl oradan. Ben eşime alıyorum deyip kendime çok denedim ve aldım kazak, tshirt, polar,vs..

Madde5: Bir zahmet boğazını tut zayıfla sen de pazardan mazardan sağdan soldan her yerden giyin. Hayır çünkü büyük beden kıyafetler pahallı da oluyor. Fazla kumaş falan. Ben bir bluz parasına kaç tane minnak beden elbise alırım pazardan. 

Baktın giyim mağazaları o gün sana iyi gelmemiş, git ev dekorasyon mağazalarına evini süsle. Benim felsefem o. Kendini süsleyemiyorsan evini süsle. Zayıflayana kadar en azından. Evet şu an evde 2742374 tane nevresim takımı ve milyon tane gereksiz şey olabilir ama neyse artık. Mesela ben neden 15 tane sürahi almışım. Zamanla alınmış tabii ama neden. İlginç tabii.. 

Bir de market sorunsalı çıkıyor. Hadi gidiyorum markete alıyorum arabayı dürbün gözlüklerimi takıp her şeyin son kullanma tarihine bakıp didik didik araştırıp alıyorum. Sonra o sebzelere ulaşmak. Onları böyle dikiyorlar ya. Üst tarafta kalanlar daha güzel oraya ulaşmak için hafif üstlerine yatmak gerekiyor. İşte ben o domates sırasından ne salça yaptım. E göbek var eziliyorlar. Sonra ben bir dalıyorum sebze reyonuna, boyum da kısa üst tarafa yetişemiyorum, zıpla zıpla bir alıyorsam 2 tane yerde. Arkamda görevli ordusuyla zerzevat seçiyorum. Allahtan tanıyorlar artık ta alıştılar bana. Ama arkadaş, eğer kiloluysan git de gir o abur cubur reyonuna. E bakmak istiyorum, koklamak istiyorum belki, almamam lazım biliyorum ama koklamak, dokunmak ta mı yasak? Bir bakıyorlar sanki bunları yiye yiye bu hale gelmiş hala bu reyonda dolaşıyor der gibi.. Hayret bir şey. Çadır kurmuyoruz her halde. Kasaya ulaşan yol o reyondan geçiyor. Yani suç benim değil bunların diziliş şekilleri. O abur cubur reyonunu en arkaya köşeye, zula bir yere koymaları lazım. 40 bedenden fazla biri girdiğinde sirenler ötmeli, insanlar toplaşıp ayıplamalı. Ancak öyle vazgeçilebilir olabilir. Değil mi? Ne iyi fikirmiş. Market müdürüyle mi konuşsam?

Yani uzun lafın kısası yetişkin tombul bir panda hayatın her alanında zaman zaman zorluklarla karşılaşabilir. Önemli olan onları olgunlukla halletmektir. Hiiçç bana göre değil yani. Yaşım 20 artı 17, vücut kitle indeksim 40, hissettiğim yaş 10.

Neyse arkadaşlar, bir gün ben de o küçük beden kadın mağazalarına salına salına gireceğim, ay şu bluzun 34 ü var mı? Neee o da mı bol geliyor, inanmıyorummmm diye haykıracağım. Market reyonundan saçlarımı savurarak elimde bir çikilitayla geçeceğim. Az kaldı bekleyin. 1 sene kadar, hem zaman çabuk geçiyor. Belki de sorun benim çiğneme dişlerim eksik ben ondan şişmanım. Ha ha komik panda..

Okuyan gözleriniz dert görmesin o zaman. Pai. 







Hiç yorum yok: