23 Şubat 2016 Salı

Sakar Panda


Herkese merhabalar, 
geçen yazımda yılbaşı gecesi rezaletimi
anlatmıştım. Hatta nasıl girersek öyle geçerden yola çıkarak sonrasında olanlardan da bahsedeceğimi söylemiştim. İşte o an bu an. Haydi bre pehlivann..

Muhteşem yılbaşı pandalamasından sonra evimize döndük. Birkaç gün sonra yeniden bir seyahat vardı. Efkarlı pandam iş için yola koyuldu ben de arkasından gidecektim. Toplamda 1 hafta kalacağımdan en büyük boy valize sığarım diye düşünmüştüm, fakat sabaha karşı 3 te valizi patlattığımdan 2 orta boy valizle yola koyuldum. Metroda tabii hiç kolay olmuyor. Pıtı pıtı yürümeye çalışıyorum hem bir yandan heyecanlıyım çünkü bir sürü arkadaşım da orada olacak ne eğleneceğim ne eğleneceğim, planlar programlar.. Hayaller içinde yürürken kendimi yerde buldum. Eşek kadar "kaygan zemin, dikkat! "yazan zımbırtıyı görmediğimden feci düştüm. Ciyak ciyak bağırdım. Herkes etrafıma toplandı. Kesin kırıldı dedim. Görevliler biri ayağıma bakıyor kırılmamış diyor, biri ambulansı arıyor, diğeri 3-5 kişi el etsin de bayanı kaldıralım diyor. Bir sinirlendim canımın acısını bir kenara bırakıp; "İsterseniz vinç çağırın bu ne ya" seferberlik ilan edildi metroda hayret bir şey tamam 100 kilo olabilirim ama 3-5 ne ya diye homurdandım.

Sabahın 5 inde özene bezene yaptığım makyajımın akmasına aldırmadan mıy mıy mıy ağladım. Şimdi kim koşacaktı camış gibi çimlerde, kim yüzecekti, kim sabahlara kadar dans edecekti, kim saati gelmeden koşa koşa açık büfeye gidecekti? En son baktığımda cidden pandaya dönmüştüm bir makyaj bu kadar mı akar, rezalet.. 

Hastaneye gittiğimde sabah 7.5 olduğundan 9 a kadar orada hasta bakıcıya hayatımı anlattım. Hani kuaföre gidince gereksiz her şeyi anlatırsın ya öyle bir şey oldu. Sanki onlara iyi davransam canımı yakmazlar diye düşünüyorum sanırım ben gerçekten geri zekalıyım. Röntgendi, muayene idi derken doktor geldi kalk ayağa dedi, kalktım. Yürü dedi, yürüdüm. Şu tarafa yürü, yürüdüm. Bu tarafa dön, döndüm. Tamam yetiştirin bayanı uçağa dedi gitti. O an ayağımın bir önemi yoktu o kadar çok anlatmıştım ki tek dertleri beni uçağa yetiştirmekti. Ayağımı marketten alınan bonfile parçası gibi sarıp beni kışkışladılar.

Taksiciye acil hava alanı, uçağım var amca yetiştir beni dedim.
"Bu ayakla gidilmez kızım sen eve dön "dedi. Bir posta da ona açıklama yaptım. Bak gitmek zorundayım eşim bekler, otel beni bekler, açık büfe, pastahane saatleri, arkadaşlar, çorbacılar, diskotekler, danslar, anlamıyorsunuz.

Hava alanına vardığımda arkadaşlarım da gelmişti onlarla buluşup tekerlekli sandalyemle hemen uçağa alındık. O kadar ağrıya kahvaltımı etmeyi ihmal etmedim. Uçak mamalarını pek severim daha önce de demiştim.

Otele vardığımızda bir curcuna, bir kalabalık yüzlerce kişi. Hemen bana tekerlekli sandalye ayarladılar ve üstüne güzel bir oda verdiler. Beni gören herkes ayy canım pandam, vah vah neden böyle oldu, nasıl oldu sanırım 100 kişiye anlattım. Sağ olsunlar harika insanlar hepsi. 
Tabii herkes bana üzülüyor odaya ziyaretime geliyorlar sağ olsunlar. Ama o sırada ben odada yokum işte sorun orada. Gelen dönüyor, gelen dönüyor. Nerede bu kız?  Çünkü ben o halimle kah diskotekte, kah çorbacıda, kah golf oynuyorum, kah geziyorum, arabamı açık büfeye park edip besleniyorum, yerimde hiç durmadım. Otel müdürü  golf arabası ile oteli bile gezdirdi o derece artık. 

Son gece, balo vardı. Ünlü bir şarkıcımız da orada olacaktı. Her şey çok güzel de yani üstte gece elbisesi altımda terlik. Artık idare edilecekti. Salona girdiğimde beni masaya oturtup, şarkıcı prova yapacağından tek tük gelen insanları dışarı çıkarttılar. Ekibin gözüne takıldım en ön masada ordövrleri parmaklarken.. Şarkıcı arkadaşımız benim de çıkmam gerektiğini belli etti. Ben anlarım, hem o an sakatım, hem şişmanım, hem alınganım, ok? Zaten kocam beni bırakıp, ya baloda doymazsam diye otelin restorantında mamaları götürmüş. Çok kırılmışım. Tam kalkacaktım ki arkadan bir ses"sakat o sakat otursun şimdi kaldıramayız" dedi. Ya sabır.. 

Neyse gece başladı, mamalar bir geliyor, bir gidiyor.. Konser başladı keyifler gıcır. Herkes deli gibi dans ediyor, eğleniyor ben kalkamadığımdan kibar kibar besleniyorum. Ama arkadaş, bir türkü başladı ki, artık gecenin sonuna doğru işte beni kimse tutamadı. Tek ayak üstünde zıpla zıpla oturmaya mı geldik? Kır iyice ayağı pandam çatlak nasılsa, az daha asıl tam kırılsın oh oh.. Neyseki sapasağlam gece noktalandı, ya da biz öyle sanıyorduk. Sabah 4 hastaneye kaldırıldım yine ambulans geldi. Gıda zehirlenmesi bu sefer. O kadar her şeyi parmaklarsam olacağı buydu. Biraz da orada kaldım. Başıma gelmeyen kalmamış oldu. Allah beterinden saklasın. Bunlar önemsiz şeyler nazar nazar. Ya da dikkatsizlik, ya da oburluk..

Bu arada tatil boyunca beni tekerlikli sandalyeyle ittiren eşim ve kız arkadaşlarım Allah sizden razı olsun. Minnak minnak kızlar sayemde kol kası yaptılar. Kolay değil çünkü. Eşimin hala beli ağrıyor adam kendine gelemedi. İşte bunlar hep kilo..

Vallahi rejime başlıyorum (yani başladım da tam gaz başlıyorum) 1 Martı bekliyorum. Yeni ay yeni başlangıç gibi. Miyaw. Okuyan gözleriniz dert, göbeğiniz yağ görmesin. Pai.

Hiç yorum yok: