10 Nisan 2016 Pazar

Selam, nasılsınız? Evet rejim iyi gidiyor, kilolar da gidiyor. Adam akıllı başlayalı 1 ay oldu. Sonuçlar iyi şimdilik tabii, elbet duraklama dönemine
girecek. O sevimsiz dönemde yılmamak lazım işte orası kaderinin değişeceği nokta olacak hihihi..


Her şey iyi hoş güzel de ben spor yapamıyorum. Yani sizce yemek yapmak, çamaşır yıkamak, evi toplamak ya da alışveriş merkezinde bir aşağı, bir yukarı yürümek spordan sayılır mı? Yani deniyorum ufak tefek bir şeyler de dikkatsizim kolumu bacağımı kırıyorum sonra.


Şimdi ben spor hayatıma ilk yüzme ve tenisle başladım. Sonraları su topu yaptım ve takıma seçildim. Ardından snowboard ve buz pateni yaptım. Hepsinde de çok başarılıydım ve takımdaydım yaa ne sandınız. Yaptım mı adam gibi yaparım ben. Tabii bu kadar sporu yapıp sonra bırakınca damacana gibi oluyorsunuz. İşte o damacana dönemlerimden birinde de pilatese merak sardım. Eski oturduğumuz sitenin kendi spor kompleksi vardı. Tam kompleksliydi ama saçma sapan bir yerdi. İnsanlar spora bebekleriyle gelip altlarını falan değiştiriyorlardı. Ana kucağını takıp yürüme bandında yürüyenini bile görmüştüm. Sandviç yiyen, evden kek getiren bile vardı. Aman efendim ne olacak hem yeriz hem eritiriz tam buğday unundan kek ye kız bir şey olmaz. Yürüme bandında yeyip daha çiğnerken eriyip gideceğini düşünen insanlar gördüm. Ne çok şey görmüşüm...

Bir gün pilates dersi olduğunu söylediler havuz başında. Ah dedim tamam bu sefer doğru bir organizasyon adımı yazdırdım gittim. 10 kişi falan gelmiş. Kendime bir top alıp köşeye geçtim. Ablaların hepsi zayıf tabii çekmişler taytları ben de haminne eşofmanı ve çuvaldan bozma bluzumla oturuyorum kenarda. Hoca geldi önce ısınma hareketleri yaptırdı. Baktım arkam duvar köşedeyim koca totomu kimse görmez rahatladım. İşte ondan sonra olan oldu. Topun üstüne oturmamızı söyledi. Pilates toplarının sağlam olduğunu okumuştum daha önceden ama sanırım kilo limiti olduğunu bilmiyordum ya da kalite kalite sıralandıklarını. Bizim spor salonundaki tırnağını batırsan patlayacakmış benim suçum ne? Anında patladı. Ben yere kibarca oturdum bağdaş kurdum bozuntuya vermiyorum ama herkes gülmeye başladı. Sanırım top inikti deyince daha da çok güldüler. Poh var gülün.. Ay nasıl utandım ama hala delikanlılığa şey sürdürmüyorum. Bağdaş pozisyonunda oturmaya devam. Bacaklarım da tutuldu şimdi birinin gelip beni çözmesi lazım. Bildiğin dolandım. Çiroz ablaların gülmeleri bitince hocanın yardımıyla kalktım ve yeni bir top almak için malzeme odasına birlikte gittik. O bana top bakarken ben de wc ye gideceğimi söyleyip tabanları yağladım ve olay yerinden pıtı pıtı kaçtım. Zaten bu sondu daha da gitmedim oraya. 

Ardından yürüyüşlere başladım. Sitenin içinde 10 tur atıyordum. Bu şekilde iyi dedim. Yalnız hem rejim yapıp, hem yürümeyi de beceremedim. Sürekli sebze yediğimiz için benim bağırsaklar şenlik ediyorlardı. Evden çıkıp tam 1 tur atıyordum koşa koşa eve geri dönüyordum. Sonra yeniden çıkıp yeniden eve dönüyordum. Yani her şey karşıydı, benim spor yapmama. Kesinlikle benim suçum değil, ne yapabilirim? Ben de internetten spor videoları buldum. Orta sehpayı da ortadan kaldırıp ( neden orta sehpa hep ortada durmak zorunda ona da takığım yani orta sehpa kenarda duramaz mı?)  halının üstünde debelenmeye başladım. Ha işte orada da belimi incittim. Ardından bir kaç gün kazık gibi yattım. O da olmadı. E afedersiniz de yapacak şey kalmadı. Şu aralar spor niyetine alışveriş merkezlerini geziyorum. Ya da evde yemek yapıyorum, çamaşır, temizlik falan. Bol su içiyorum. Ondan sonra bütün gece tuvaletten çıkamıyorum. Eşim ne zaman uyansa pandacım yastığını da getireyim mi yerleştin buraya diyor. Su içme işini de güne yaymak lazım. Ben bütün gün durup akşamüstü ve akşam içmeye başlıyorum ondan sonra gel de uyu. 


Normal olmadığımı biliyorum. Dışım orta yaşa doğru hızla ilerlerken içimdeki çocuk hala babamın aldığı barbie bebeklerle oynuyor. 
Eşim sürekli olarak, dikkatsizsin, sakarsın diyor. Evet acayip sakarım. Daha geçen gün banyonun camını elimin üstüne düşürdüm. Şişti garibim. Deli gibi de ağrıyor sürekli buz yapıyorum. Ayrıca daha dün tavada bir şey pişireceğim derken tavanın tabanı alev aldı. Korkudan ve panikten suya tutmak aklıma gelmedi çöpe attım tavayı:)) Ardından çöp poşetini lavaboda yıkadım. Sonra evin her noktasına damlata damlata dışarı çıkardım. Ev battı, elim sakat kim silecek şimdi? 

Geçen gün de yine harika sebze yemeklerine imzamı attıktan sonra boş bulunup kırmızı pul biberli elimle gözümü kaşıyınca bütün öğleden sonrayı evde zıplayarak geçirdim. Önce gözümün içine su dökmeye çalıştım ardından olmayınca mini el vantilatörünü gözüme soktum sonra gözüm üşüdü saçma sapan bir şeyler oldu yine. Gözüm üşüdüğü için göz nezlesi teşhisi koydum kendime ve gözüme sıcak havlu yaptım. Kafayı yedi gözüm garibim ne çekti benden.  İşte bunlar hep işsizlik ben size diyeyim. Can sıkıntısı tavan yapınca, e ben de normal bir birey olmadığımdan sürekli bir aksiyon içinde yaşıyoruz. Buna da şükür. Allah dermansız dert vermesin hiç birimize. 

Neyse öyle işte şimdi gidip akşamüstü öğünümü hazırlamalıyım. Yemek konusunda çok dakik ve titizimdir. Öğün atlamayalım sonra diyetisyenimiz kızıyor. Görüşürüz pai.

Hiç yorum yok: